Fated to Love You

aa

Bu blogda Kore yapımları haricinde yazı yazdığım nadir zamanlar vardı bir zamanlar, şimdiyse tam tersi, nerdeyse yılda bir Kore yapımı bir film veya dizi yazacak hale geldim.İzlemiyor değilim, hala sıklıkla dizi ve filmleri seyrediyorum ama beğenip, bitirebildiklerim o kadar fazla olmuyor.Bu lafım filmler için geçerli değil, daha çok diziler açısından söylüyorum bunu.Hepsi çok güzel başlıyor, ama bazen ortasında bazense daha ortasına gelmeden bile drama öyle ağır geçiş yapıyorlar ki hem şaşkına dönüyor hemde bitirip bitirmemek arasında büyük bir ikileme giriyorum ve daha çok diziyi terk ediyorum itiraf etmem gerekirse.Bu dizi ise benim için çok farklı bir yerde, hani ilk zamanlar izlediğimiz Kore dizileri gibi değerli ve kıymetli geliyor gözüme.Daha önce bir Tayland yapımı varmış, bu dizi de onun Kore versiyonu olarak çekilmiş, dizi bittikten sonra hakkında okurken öğrendim.

Herkes ilk versiyonu çok beğendiğini söylüyor, bilmiyorum acaba onu da mı izlesem, ne de olsa güldürecek, eğlendirecek şeylerin açlığını çekiyoruz ara ara.Neyse efenim bu dizi bir başkadır, sevilesidir.Daha ilk bölümden gülmekten karnıma ağrılar girdi ve ben ki uzun zamandır yapmadığım bir şey yaparak bütün gece bir dizi için ayakta kaldım ve bir sonraki günün öğlenine kadar bu diziyi uyumadan seyrettim.Pişman değilim, bir daha olsun bir daha yaparım, o kadar eğlenerek seyrettim yani, uykudan feraget ettik daha ne olsun.Öncelikle başrol oyuncularından bahsetmek istiyorum; böyle muhteşem yakışan bir ikili daha olamaz.İlk baktınığızda fark etmiyorsunuz hatta aklınızdan bu iki şekilsiz mi yakışıyor yani diye de geçirebilirsiniz ama bilmem belki de göz aşinalığı olsa gerek, bir iki bölüm sonra gönlüm istiyor ki hep yan yana dursunlar ekran karşısında veya ne bileyim güzel güzel bakışsınlar işte.

wTAeDMh

Ben onları böylesine birbirlerine yakıştırırken, her Kore dizisinin olmazsa olmaz diğer kötü/iyi kız ve erkek karakterleri bizimkilerden uzak kalsın, aman ortalığı karıştıracak bir şey yapmasınlar diye pusuya yatmış kurt misali seyrediyorum ekranı.Bir de bu ikilinin dizinin ilk yarısında farklı, diğer yarısında ise oldukça farklı tipleri var.Ben hatta özellikle erkek karakter için şüpheye bile düştüm, bu nasıl aynı adam olabilir acaba diye.O kadar farklı ve karizmatik geldi gözüme yani.Bunca konuştuk konudan daha bahsetmemişiz bile; şimdi efendim erkek karakter ailenin tek erkek oğlu ve varisi.Ondan önce ki baba-dede-dedenin dedesi kıvamındaki bütün erkek karakterler 30 yaşında bir şekilde hep vefat etmiş.Ve geriye bir erkek evlat bırakarak soy ağacında ki yerlerini almışlar.Bizimkisi ise artık 30’una yaklaşmış, aile kurulunun da baskısıyla evlenmeye doğru sürükleniyor.

5

Gerçi onun için bir sıkıntı yok,sonuçta hali hazirda bir sevgilisi var beyfendinin, Yalnız kız balerin ve Amerika’da işini iştirak etmekte.Onun ülkeye geri dönüşüyle birlikte evlilik teklif etmeye hazırlanıyor.Kızımız ise, o kadar sadee ve sıradan görünümlü ki onun odada olup olmadığını bile fark edemezsiniz -gerçi ben ederim, o diğerlerinin ayıbı artık-.O da bir hukuk firmasında çalışmakta ve hayır diyemeyen kişiliği nedeniyle bütün ayak işlerini gönüllü bir şekilde yapıvermekte.Hiç kimseyi kıramadığı için kendi işi haricinde bir dünya daha iş yapmakta, o kadar iyi huylu ve iyi niyetli yani.Bu iki delinin yolları bir yüzük ve şeker trafiğinde kesişiyor ilk olarak ama bu kısmı bolca gülmek için kullandıktan sonra asıl dananın kuyruğunun koptuğu kısma gelmek istiyorum.Kız iş yerinden bir çekilişle tatil kazanıyor çok lüks bir mekanda, çocuk ise kız arkadaşına evlenme teklif etmek için aynı mekanı seçiyor.

Kız -tatil için onu kullanan- bir avukatla mekana gelirken çocuk bütün hazırlıkları kontrol etmek için önden geliyor otele, kız arkadaşı ise son anda Amerika’dan gelen bir teklifi kabul ederek onu bırakıp giderken.Bu ikisi bildiğin “kaderin” bir cilvesi olarak bir sonraki sabah aynı yatakta uyanıyorlar.Olayların nasıl gelişip bu hhale geldiğini anlatmak istemiyorum, zira bütün tadı kaçar, görmeniz lazım, o kadar komik ve heyecanlı yanni.Dizi ise biz farkına varmadan esas burada start veriyor aslında; kız hamile kalıyor ve bizimkileri kader ister istemez bir araya getiriyor.Yazının başında da dediğim gibi çok güzel, izlerken muhteşem zevk aldığınız bir dizi.

Kyj78Mv

Sıkldığım yerler tabi ki oldu ama genele baktığımızda o kısımlar bile başım gözüm üstüne.Karakterleri, özellikle erkek karakteri ve o sinir bozan gülüşünü hayatta unutmam, kendini bu kadar sevdiren başka bir erkek karakter bulmak çok zor.Adam sevdiği kadından uzak durmak söz konusuyken bile bizim kıza bunun için sinirlenmedi, ondan sinirini çıkartmaya çalışmadı.Bazı ufak tefek şeyleri var tabi, ama daha biz “aa olmadı ama” demeden o hatasını fark edip çoktan bunu telafi etmişti bile.En çok da onun bu aşk için mücadele etmesine bayıldım, kız ise daha çok aldığı tepkiye göre hareket etti.Adam ise aşkına göre.Zaten duymuş hatta izlemiş bile olabilirsiniz bu diziyi, ama ilk defa karşılaşıyorsanız işte size muhteşem bir komedi, kaçırmayın derim.

6 replies to “Fated to Love You

  1. Bu diziyi hep görüyordum ama hiç bir açıp konusuna bakayım bile dememiştim. Şimdi senin yazını görünce anında dikkatimi çekti 🙂 Bugün yarın, elbet bir gün kesinlikle izlemeliyim diye düşünüyorum şimdi 🙂 Bir de eklemeliyim, Kore versiyonunu izlemeye karar verdim şimdiden, ne bileyim bu Korelilerin hal ve haraketleri, oyunculukları, çekimleri… daha iyi geliyor gözüme. Yazı için teşekkürler. Şunu da belirtmeliyim özellikle Kore dizi ve filmleri için yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyor olacağım 🙂

  2. @külkedisi

    Beğenmene sevindim arkadaşım, umarım diziyi de beğenerek aynı karakterlere ahh çekeriz birlikte 😀

  3. az önce izlemeye başladım. dizinin ilk 5 dakikası yetti. hahahahaha 😀 insan izledikçe daha çok seviyor bu diziyi 🙂

  4. Diziyi izlemiş ve hayırlısıyla bitirmiş bulunmaktayım. Evet şimdi geçelim yorumlara.
    ilk olarak beğendiğim diziler arasına kesinlikle girdi. Acayip derecede orijinal olan erkek başrol ve acayip tatlı kadın başrol bunun için yeterli, senaryo da cabası .
    iki kısımlık bir dizi olarak baktığımızda: birinci zaman diliminde esas kızı son derecede tatlı buldum. oğlanın ise yanar dönerli hali beni gıcık etti. bu ilk kısım zaten bence esas kıza acıdığımız oğlanı ise dövmek istediğimiz kısımdı 🙂 ikinci zaman dilimdeyse oğlanın kendi hislerini bastırmaya çalışırken bocalamalarını izledikçe ona karşı duyduğum hisler birden sempatiye dönüştü. adamın o hali hem çok komik hem de çok hüzünlü bir durum aldı. ayrıca eklemeliyim bu ikinci kısımda oğlanın tipindeki değişim gerçekten de son derece karizmatikti. kızın tipinden bahsetmek gerekirse, ben de çok büyük bir farklılık yaratmadı. çünkü kız başından sonuna kadar gayet güzeldi.o sebeple insanların bu kızı fark etmemesini kızın huyuna bağlıyorum.
    ha dizi mükemmel miydi?hayır, değildi. ama bu dizide çok ağladım, çok güldüm. iyi ki izlemişim 🙂

  5. @külkedisi

    Evet gerçekten de iki kısımlık olarak düşünebiliriz bu diziyi, ben en çok ilk kısmı sevdim ama, adamın o deli dolu halleri, hele o sinir bozucu gülüşüyle ne oluyoruz yavv dedim tabi ki, ama ben yine de en başından itibaren sevdim adamı.Kızın masumiyeti hiç değişmedi ama, ikinci kısımda “gözüm açıldı” diye ortalıklarda dolansa dahi ben yine de onda kişilik olarak hiç bir değişiklik görmedim.

    Zaten tip olarak da o kadar değişmedi dediğin gibi, hatta bu ikisi gizlice birlikte yaşamaya başladığı zamanda dahi kızın o eski gözlüklerini taktığı sahneler mevcuttur; bakınız kart oynadıkları sahne.En sonunda çocuk mevzusu çok aceleye getirilmişti gerçekten; ben yine de keşke ilk hamileliğinden ve o bebekten çok ümitliydim, keşke olaydı.

    Ve adamın o karizmatik değişimi senin de dikkatinden kaçmamış, ben yeminle aktörü mü değiştirdiler şimdi dedim; o kadar yani.Çok yakışıklıydı gerçekten.Ne diyelim, bir Kore dizisi için yine de fan sayılmazdı, ben hala yazdıkça bile gülüyorum onların hallerine..

Yorum bırakın

close-alt close collapse comment ellipsis expand gallery heart lock menu next pinned previous reply search share star