Bir Klasik; Jane Eyre

Bugün Jane Eyre’yi yeniden izledim ve kaç defa izlersem izleyeyim, bende o “sanki hiç tanınmıyormuş” havasını hissettirebildi.Bu kitabı ne kadar sevdiğimi, kaç defa okuyup ezberlediğimi söyleyemem; ama baştan sona büyük bir saygıyla kendisini selamladığımı söyleyebilirim.Dizinin bu versiyonuna bayılıyorum; çünkü kitapta olmayan ve olmasını çok çok istediğimiz görüntüleri var.Hani yapımlar kitabı tam yansıtamıyor diye çokça eleştirilir ya, benimkisi de tam tersi aslında..

Rochester, huysuz, çirkin bir adam olarak tasvir edilirken – ki Jane’in de sıklıkla kendisine vurguladığı şeydir- filmde benim gözüme hiç de “olağan yakışıklılığın dışında” bir çirkinlik örneğiymiş gibi gelmedi.Aksine, güldüğünde günüm aydınlandı resmen; zaten şu huyumdan da artık haz etmiyorum, kim gülse bayılıp kalıyorum ekranın başında..Birde kendimizi şartlandırdığımız için midir nedir, adamın sevgisi sanki “görülmesinin” yanı sıra bir de hissediliyor,Jane’e bir muzip bakışı var ki, sanki o bakışı bana atıyor mübarek..

Kitapta anlatılmayan çokça “yakınlaşma” sahnesi var ki, bundan şikayetçi miyim, kesinlikle hayır..Öyle yakınlaşma dediysem de, sadece öpüşüyorlar ama o bile yeter.Bunun dizi versiyonundan daha önce bahsetmiştim biliyorum ama her izleyişimde bir daha bahsedesim geliyor, elimde değil.Belki dizide tek hoşuma gitmeyen kısım, kuzen John’un kitapta anlatıldığı için muhteşem bir yakışıklılığa sahip olmayışıdır.Tabi bu bir kız yorumu olduğundan, bütün ifadelerin yüzeysellikle dolu olmasının okuyan tarafından affedilmesi gerekir.

Şimdi önümdeki hedef; bu dizinin alt yazılı hali elime geçtiği için çoğaltıp izlemek istemeyenlere bile zorla izlettirmek..Mutluyum işte, daha ne diyebilirim ki..

Şimdi önümdeki hedef; bu dizinin alt yazılı hali elime geçtiği için çoğaltıp izlemek istemeyenlere bile zorla izlettirmek..Mutluyum işte, daha ne diyebilirim ki..

3 replies to “Bir Klasik; Jane Eyre

  1. en sevdiğim kitapların başında gelir bu yaa
    nasıl bayıla bayıla okumuştum tüm geceyi feda ederek
    nasıl üzülmüştüm bittiğinde
    dizisini izlemedim ama malesef

  2. merhaba, ben de jane eyre saplantısına sahip olanlardan biriyim. gerçi ingiliz edebiyatının neredeyse tamamını severim ama jane eyre’min yeri hep özeldir. çocuklar için, gençler için uyarlanmışları, ingilizce her seviyede farklı uyarlamaları, farklı basımevi çevirileri.. sanırım atladığım bir yer kalmadı:)yaklaşık 17 yıllık bir bağlılık bu. evet rochester belki bir mr.darcy , thornfield da bir pemberley değildir ama jane gibisi hiç bir yerde yoktur. jane kadar güçlüsü, gururlusu, para için asla değişmeyeni(bknz. pemberley’i gördükten sonraki elizabeth bennet! gerçekçi olalım!) ve aşkına karşısındakine rağmen sahip çıkanı. dizi ve film uyarlamalarına gelince benim kafamdaki Jane’nin dış görünüşü 96 yapımlı filmdeki charlotte gainsbourg’ken, karakter ve davranışlarda 2011 yapımındaki tutkulu anlatım en yakını. Gerçi dediğiniz gibi eyre-rochester aşkı bu dizide tatlı ayrıntılarla yorumlanmış. ama bence 2’sinin de karakter yapsını tam olarak yansıtamamış. Sanırım kitabı tüm uyarlamalara tercih ediyorum elimde değil:) ellerine sağlık. coffee prince ve jane eyre derken blogunu ne kadar sevdiğimi farkettim.

  3. @seda

    Ne demek, benimle aynı zevklere sahip kişilerle tanışmama vesile oluyor blog, bende yorumunu severek ve hak vererek okudum.Son filmde ikisini de güzel oyuncular canlandırıyordu, oysa ne bileyim kitap tabiri de gerekli bazen; soluk bir güzellik Jane’, ve vahşi bir duruş Rochester’a ait olmalı.Ne kadar övgü veya eleştiri toplarsa toplasın, her bi Jane Eyre uyarlaması birbirinden güzel oluyor; ne de olsa kaynağı sağlam..

Yorum bırakın

close-alt close collapse comment ellipsis expand gallery heart lock menu next pinned previous reply search share star